İbrahim DÜLGAR

İbrahim DÜLGAR

Mail: dulgaribrahim@gmail.com

BEKLENEN KRİZ 2013..

     New York Üniversitesi ekonomisi profesörü, Nouriel RoubiniABD ve Euro Bölgesi’ndeki zayıflıklar nedeniyle, muhtemel  krizin 2013 yılında, olabileceğini öngörmektedir.

     İkinci dibin 2013'te ya da daha öncesinde olabileceğini savunan kriz kahini, bunun ekonomik krizi çözmek için kullanılacak araçlara bağlı olarak değişeceği tahmininde bulundu.

     Nouriel Roubini, gelişmiş ülkelerin resesyona girme ihtimalini yüzde 60 olarak tanımlarken, ekonomiler için acil durum desteği seçeneklerinin tükendiğini iddia etti.
     Ünlü ekonomist, Avrupa Merkez Bankası'nın faiz indirimi ve AB zirvesinin piyasaları hayal kırıklığına uğrattığını ve gelecek iki haftada krizin belirgin biçimde kötüleşeceğini söyledi.
     Gelecek,  3 ila 5 yılda Euro Bölgesi'nin dağılma ihtimalini en az yüzde 50 olarak hesaplayan Roubini, "Bu yıl sonuna kalmadan Yunanistan, öncesinde Finlandiya veya İtalya Euro'yu bırakabilir" dedi.
     Roubini, ABD'de 2013'te ikinci dip, Türkiye'nin de aralarında bulunduğu gelişen ülkelerde ise sert iniş yaşanacağını belirtti.

      Ekonomik büyümenin şimdi sağlanmasının gerektiğine dikkat çeken Roubini, kısa vadede devasa desteklere ihtiyaç olduğunu, aksi halde bir başka büyük buhran yaşanacağını ileri sürdü.
     Yatırım kararlarını da anlatan kriz kahini, “çok param olsaydı genelde nakitte kalırdım; özellikle de dolarda" dedi. Prof. Roubini, Amerikan dolarının finansal kriz dönemlerinden güçlü olduğunu savundu.

     Ayrıca Roubini, bütçe açığı ve kamu borcu düşük olan Kanada ve Avustralya gibi ülkelerin tahvillerini alacağını, emtialardan ve hisse senetlerinden ise uzak duracağını belirtti.

     Ünlü yatırımcı George Soros da, mevcut krizin Lehman Brothers'tan daha büyük bir krize dönüşme potansiyeline sahip olduğunu söyledi. Soros, sorunların ciddi olmasının Avrupa'da bankacılık krizini yönetecek bir otorite bulunmamasından kaynaklandığını belirtti. Soros, böyle bir otoritenin kurulması için kriz çıkması gerektiğini dile getirdi.

     2.Dünya Savaşından sonra başlayan küreselleşme bize 24 ocak 1980 kararları ile ulaştı.Sonuçta, tüm dünya ekonomik,sosyal,teknolojik,kültürel,siyasi açıdan tam bir entegrasyona gitti.Dünya küresel bir köy haline geldi.

1- Ortak dil İngilizce oldu.

2-  İnternet,iletişim köylere dahi girdi.

3- Ticaret Serbestleşti.

4- Mal ve hizmet üretiminde ileri teknoloji geldi.

5- Tüm dünyada Zenginler daha zengin,fakirler daha fakir oldu.

6- Tüm dünyada aynı anda pop star, Survivor gibi yarışmalar yapıldı.

7- Türk halkının  % 95’i küreselleşme iyidir, şeklinde yanıltıldı.

     İşte yukarıdaki açıklamalardan sonra dünyayı yöneten güçlerin, küreselleşme sonrası 2012 yılına geldiğinde,  kapitalizmin  çöktüğünü görerek, dünyadaki ekonomik ve siyasetin gündemini belirlemeye çalışmaktadırlar.

     Halbuki biz halen güneşi balçıkla sıvamaya çalışıyoruz.

     Dışişleri Bakanımız Ahmet Davutoğlu, ''1970'lerin sonunda 1 sente, 2001'li yıllarda milyar dolarlara, yüz milyon dolarlara muhtaç olan Türkiye, bugün yılda 1,5-2 milyar dolar karşılıksız hibe veriyor'' diyor. Ve ayrıca,

     ''Benim lise çağlarımda belki de bu derece aşkla ve bir şekilde bizi kamçılarcasına, isyana sevk edercesine bu yollara düşmemize sebep olan bir şey vardı. 1 sente bile muhtaç olan Türkiye vardı. Biz bir daha el açmak istemiyoruz. 1 milyon dolar borç alabilmek için benim gençliğimde Başbakanlarımızın Avrupa'da para dilendiği dönemler yaşadık. O zaman ahdettik. Şehitlerin mirası olan topraklardaki bu insanlara, bu yakışmaz dedik. 2001 krizi yaşandığında, IMF'den bugün artık bizim için çerez sayılabilecek paralar alabilmek için ne terler döktük. Bu millet onurlu bir millet. “Bu millete bir daha Allah böyle zehir dönemler göstermesin.''

     Türkiye'nin 2002'de dünyanın 26'ncı ekonomisiyken şu anda 16'ncı ekonomisi olduğuna işaret eden Davutoğlu, 1991 ile 2001 ve 2002 yılları arasında kişi başına düşen milli gelirin 2 binli dolardan 2011'de 5 kat artarak 10 bin 500 dolara çıktığını söyledi.

     Dış işleri bakanımız Ahmet Davutoğlu’nun bahsettiği konulara, 25 Aralık 2011 tarihli Boyabat gazetesi ve Yön gazetesindeki “Kişi başına düşen milli gelir” adlı yazımda değinmiştim.

     Ayrıca 1970li yıllarda 1 sente muhtaçtık, ama, Kıbrıs Türklerine yapılan katliamdan sonra, Dünyanın baskısına rağmen, Türk ordusu 1974 yılında, Kıbrıs’a girerek soydaşlarımızı kurtarmıştır.

     Şimdi ise 2012 yılında dünyanın 16.ekonomisi olduk, fakat

1-      Başımıza Çuval geçirildi.

2-      Güneydoğumuz’da, kırmızı çizgimize rağmen, uydu devlet kuruldu.

3-      Uçağımız düştü mü, düşürüldü mü ? İnşallah öğreneceğiz.

4-      Avrupa’da ki Osmanlı vakıflarının arazileri geri verilmedi ama biz Türkiye’deki yabancılara ait vakıf mallarını geri iade ettik.

5-      Atatürk’ün İnönü’ye, İnönü’nün Ecevit’e vasiyet ettiği Mesul,Kerkük meselesi ne oldu?

6-      Malatya kürecikte, kurulan füze batırası nedeniyle, yakın gelecekte ülkemiz Malatya merkezli nükleer saldırıya uğrama ihtimali bulunmaktadır.

7-      57. Ecevit hükümet’ine, tahminen, 17.Milyar dolar para çekilerek, operasyon yapılmıştı. Şimdi sıcak para 100 Milyar doların altında değil.

8-      Ayrıca terör 1970 yılında yok tu. 2002 yılında bitirilmişti. Şimdi her gün şehit veriyoruz.

9-      Mavi Marmara baskınında 9 vatandaşımızı öldüren İsrail, halen özür dilemedi.

     Keşke şimdi 1 sente muhtaç olsaydık’da bu olayları yaşamasaydık. Bizi takip edenlere tavsiyem;

1-      Döviz ile borçlanmayın.

2-      Aile bütçenizi denkleştirin.

3-      Yeni iş yapacaksanız aşırı borçlanmadan, ağırlığı öz sermayenizi verin, kısaca herkes ayağını yorganına göre uzatsın.

4-      Ayrıca Türkiye’de halk geçimini sağlamak için dahi borçlanmaya  başladı. Artık o noktaya geldi ki, akşamları televizyon kanallarına bakıyorum halkımız her kanalda oynuyor. Birazda küresel yöneticiler düşünsün.“KİM KORKAR HAİN KURT’DAN”