BEDDUA ETMEK, LANET OKUMAK..

Yüksek seçim kurulu İstanbul Büyük Şehir Belediye seçimlerini iptal etti..

Tabiiki; bu karara CHP’liler tepkili..

O’nlar da itiraz etti..

AK Partililer ise çok mutlu..

YSK’nın bu kararından sonra çok konuşanlar ve eleştirenler var.

Bir yandan Beddua edenler, diğer yandan dua edenler, diğer taraftan da lanet okuyanlar var.

   Ben seçimin iptalini farklı bir konuda eleştirmek istiyorum.

Bu millet haklı olanın her zaman yanında olmuştur, bugün adaletsizlik ve hukuksuzluktan bahsedenler, kendi aradıklarını ve istediklerini bulamayınca, tarihin tekerrür edişini ve adaletin geç de olsa tecelli edişini herkes bir gün yaşayacaktır.

Benim için 1000Ali kazanmış, İmamoğlu kazanmış veya birilerinin kazanması taraftarında değilim.

Ben adaletli olan, haklı olan kimse O’nun kazanması taraftarıyım.

Her kim  birilerine, kuyu kazmaya kalkarsa, kendi kazdığı kuyuya mutlaka önce kendisi düşecektir.

O da nasıl olur, önce bindiğin dalı kendin kesiyorsun. Sonra da yere düşüyorsun..

Süreç ciddi mi, gayri ciddi mi?

Kafalar tam karışık, ortam oldukça gergin  gibi gözüküyor.

AKP, işi FETÖ’ye bağlayıp, seçimi yenileme kararı aldırdı.

Nerde bir yanlış olsa, nerde bir haksızlık olsa, bahane hazır.. FETÖ..var..

Ancak daha önceki seçimlerde FETÖ’nün kendileri için yaptıkları şaibeleri unutmuşlardır ama toplum unutmamıştır.

“Dünyanın her yerinde yarım puan, bir puan fark olursa seçim yenilenir” diyen AKP Genel Başkanı, kendisini gülünç duruma düşürdüğü gibi, ülkemizin saygınlığına da gölge düşürmektedir.

AKP, İstanbul’da seçimi yitirdi, ama kazanmak istiyor. Bunun için anayasa ve yasaları çiğneyerek, seçimin yenilenmesi için her yolu denemektedir. Yolun sonuna geldiklerinin farkında oldukları için, milletten yiyecekleri son şamarı ertelemek istiyorlar ama boşa çare olur gibime geliyor.

AKP Genel Başkanı Erdoğan, katıldığı bir toplantıda şunları söylemişti : “Bütün çabamız milletin oyunun kıymetini millete iadedir. Usulsüzlüklerle, yolsuzluklarla, hukuksuzluklarla bir 31 Mart’ı kurban etmek istemiyoruz. İstanbul’da oynanan bir oyun var ve yolsuzluklar var. Bütün bu yolsuzluklar karşısında bir genel başkan olarak halkımın iradesini takip etmek, onun sonucunu kovalamak zorundayım. Düşünebiliyor musunuz 27 binden 13 bine kadar bu sayımlarda oylar düşüyorsa burada bir yolsuzluğun olduğu apaçık ortadayken bunu kovalamayalım mı? Burada bir şaibe var açık ortada. Gelin millete, milli irade nasıl bir karar veriyorsa başımız gözümüz üstüne deriz kabulleniriz.” demişti.

Şimdi 23 Haziranda İstanbul seçmenine yeniden gidilecek. Hak yerini bulacak mı, sonuç kimden yana gülecek, bu konuda karar vermek oldukça çok zor görünüyor.

Milletin verdiği OY’lar mı kazanacak, yoksa ettikleri beddualar ve lanetler mi kazanacak?

İstanbul’un ilçe seçimlerini iptal etmeden, sadece Büyük Şehir seçimi iptal ediliyor.

İşin gerçek ana konusu ve bütün tepkiler de YSK’nın bu kararına..

Seçmen beddua ediyor, lanet okuyor ve 23 Haziran sonucunu da merakla bekliyor.