Osman ŞAHİN

Osman ŞAHİN

Mail: gazeteyon@gmail.com

ADALET ARIYORUM, AMA BULAMIYORUM..

ADALET ARIYORUM, AMA BULAMIYORUM..

Yıl 1988.. Yer  Ankara..

Adalet Bakanlığı önüne açtığım bir pankarta “ADALET ARIYORUM” “VERGİMİ KİRAMI ÖDEYEMİYORUM, DEVLETE CEZA  ÖDÜYORUM” diye yazılı pankartla Mahkemelerde  hakimlerin haksız yere bana verdikleri cezaları protesto etmek amacıyla  açlık grevi yapmak için protesto etmiştim.

Sonuç;  Polisler beni apar topar, Karga tulumba karakola götürdüler. Ulus’ta Adliyeyede savcı huzuruna çıkardılar.

Savcı bana “Neden yaptın, neden pankart astın” diyerek azarlayarak bağırdı.

Bende gayet sessiz ve sakin bir şekilde, “Sayın savcım haksızlığa uğradım, Hakimler bana suçsuz yere ceza veriyorlar, bende sesimi  duyurmak  için pankart asarak, açlık grevi yapacaktım, Polisler bırakmadı buraya getirdiler” dedim.

C. Savcısı ise;“Bizde haksızlıklara uğruyoruz, biz de mi pankart asalım yanidedi.. “Valla o sizin bileceğiniz iş sayınsavcım” dedim. İfademi aldı ve savcı beni serbest bırakarak gönderdi.

Akabinde hakkımda Mahkemeye dava açıldı, hiç duruşmaya katılmadan gıyabımda bana hiç indirimsiz  6 ay hapis cezası verildi. Karara itiraz ettim ve Yargıtay davayı bozarak BERAT ettim.

       ***         ***        ***

1980 yılında başladığım gazetecilik mesleğinde 8 yıl sonra 1988’de Adalet aramaya başlamışım ki; aradan geçen 43 yıl içersinde aradığım Adaleti hala bulamamışım. O zaman hala bulamadığım Adaleti aramaya devam edeceğim.

Soruyorum  ADALET NERDE?”

         ***       ***       ***

Şimdi bu konuyu neden gündeme getirdiğimi sorabilirsiniz. Geçtiğimiz günlerde  benim davacı (müşteki)  olduğum bir dava konusunu gündeme getirmek ve eleştirmek istiyorum.

Bana telefon açan Dr. Ulaş Seraslan adlı kişi aynen şunları söylemişti. “Siz kimin adına konuşuyorsunuz. Siz nasıl gazetecisiniz, o adamdan aldığın paraları da fitil fitil burnundan getireceğim, sizin ne mal olduğunuzu bilmiyormu sanıyorsun, böyle haber olmaz, bende senin ağzına sıçmazsam görürsün. İşkembeden haber yapmak neymiş, seni avukatıma  veriyorum o zaman öğrenirsin vs.” diye  hakaretler ettiği mahkeme tarafından da kabul edilmiştir. Bu kayıtlar mahkeme dosyasına bir CD ile sunulmuştur.

Ordu  4. Asliye ceza mahkemesinde görülen bu dava tek celsede sonuçlanarak sanık olarak yargılanan doktor Ulaş Seraslan hakkında BERAT kararı verildi.

İşte ben o zaman şaşırdım ve adeta şok oldum.. Üzülerek ifade etmek istiyorum ki; utandım, Kendimi tutamadım, ama o  anda ben de ne dediğimi sonradan hatırladım. Ve… Hakime karşı duruşma salonunda “BENDE ONUN AĞZINA SIÇARSAM BANA CEZA VERİRMİSİNİZ” hakim bey dedim.. Aaaa ne ayıp, bir hakimin karşısında böyle söz edilir mi? Demek ediliyormuş..

Duruşma hakimi, istinaf mahkemenize itiraz hakkınız var, itiraz edersiniz, benim kararım bu yönde dedi..

Saygı duymaktan başka ne çare varki;

Önce şunu belirtmek istiyorum ki; bu sözü söylediğim anda ne dediğimi hiç anlayamadım, sonra utandım, mahcup oldum ama kimseye çaktırmadım.

Çünkü, mahkeme hakimi hiç beklemediğim bir kararı vermişti.

Bir doktorunSENİN AĞZINA SIÇMAZSAM”diyerek bir gazeteciye karşı söylemesi ve tehdit ve hakaret etmesi nasıl suç teşkil etmezdi.

Şaşırdım doğrusu.. Saygısızlığımın affını istiyorum.

Burada Hakimin kararını eleştirecek değilim. Verilen karara saygı duyuyorum.

Gerçekten bu karar bana çok ilginç ve abes geldi.

Zoruma gitti..

Hazmedemedim.

Onun için ADALET ARIYORUM”diye isyan etmemek elde değil.

YASALARI İNCELEDİM..

O gün kararla ilgili haberini yaptığım haberin gerçeğini de merak ediyorsanız aşağıdaki linki tıklayınız..

https://www.yongazetesi.com/haber/dr-ulas-seraslan-senin-agzina-sicmazsam-davasindan-berat-etti-15307

         ***          ***        ***

YARGITAY KARARI SUÇ DİYOR..

İnternette yaptığım araştırma sonucunda ise aynen şu açıklamaları buldum.

Yargıtay 4. CD Esas: 2021/38334  Karar: 2022/9717 Tarih: 11.04.2022 kararında;

"Ağzına sıçarım" ifadesi, Türkçede oldukça argo ve saldırgan bir şekilde, birine öfke, hoşnutsuzluk veya aşağılama hisleri ile karşılık vermek için kullanılır. Bu ifade, büyük bir saygısızlık ve hoşgörüsüzlük içerir ve kesinlikle saygı gerektiren veya resmi ortamlarda kullanılmamalıdır.

Bu tür ifadeler, özellikle duyguların yoğun olduğu özel sohbetlerde veya samimi arkadaşlar arasında kullanılabilir. Ancak, bu ifade oldukça saldırgan ve argo olduğu için, iletişimde daha saygılı ve uygun bir dil kullanmak daha iyi olacaktır. Kötü dil kullanımı, insanlar arasındaki ilişkileri ve iletişimi olumsuz yönde etkileyebilir ve saygısızlık olarak algılanabilir.

“Sanığın katılana söylediği kabul edilen sözlerin (Ağzına s.çarım) açıkça katılanın şeref ve saygınlığını rencide edecek sövme niteliği taşıdığı ve suçun unsurlarının oluştuğu gözetilmeden, yerinde görülmeyen  gerekçeyle beratına karar verilmesi kanuna aykırı..”  olduğu açıkça belirtilmiş bulunmaktadır..

Mahkemenin bu kararına itiraz ettim.

Şimdi bu konuda bir üst mahkemenin vereceği kararı da merakla beklemekten başka diyecek bir sözüm yoktur.

Biz yanlış da olsa Devlet ve hukuk adamlarımızın verdikleri karara saygı duyar, boyun eğeriz. Ama, verilen kararlar taraflı, yanlı ve hissi ise onun bedeli de ilahi adalet karşısında mutlaka bir gün geç de olsa ödendiğinde şahit oluyoruz.

43 YILDIR, ADALET ARIYORUM AMA,  BULAMIYORUM..

ADALET NERDE GÖREN VAR MI? ..