Esnaf Odası toplantısında bakana layık görülen masaya bakın!..

Ordu Esnaf ve sanatkarlar odası (TESK) kurumuna ait otelin toplantı salonunda esnafın sorunları ile ilgili bir toplantı düzenlendi. Toplantıda bakan Mehmet Muş’un oturduğu sandelye ve masa oldukça dikkat çekiyordu. Suntadan tahta parçasında yapılmış basit bir masaya kocaman TC. devletini temsil eden bir bakan oturtularak toplantı düzenleniyor.

BU BAKANA HAKARETTİR, SAYGISIZLIKTIR..

TESK otel yöneticisi, kooperatif başkanına sormak istiyoruz?  Sizin gibi esnafı temsil eden  bir kuruluş ülkemizin bakanı ayağınıza kadar geliyor, sorunlarınızı dinliyor, kendisine maroken kaplamalı masalar ve sandalyeler donatmanız gerekirken, bakanı suntadan  yapılmış, mavi renkli yağlı boya ile boyanmış  basit bir masanın başına oturtarak toplantı yapıyorsunuz!..Üstelik Ordu valisi Tuncay Sonel, Büyük Şehir Belediye başkanı Hilmi Güler ve Ordu'yu yönetenler de o salonda bulunuyor. Bu onların hepsine bir hakarettir, saygısızlıktır..

Burada insanda biraz utanma ve  sıkılma  olmalıdır. Bu bakana yapılan  bir saygısızlıktır, hiçe saymaktır,ciddiye almamaktır. Ben bakan olsam o masanın bacağını kırar, o masaya da oturmazdım. Bu cahil, kendini bilmez, Ordu esnafını temsil eden bir yönetim bütün Ordu esnafını ve Ordu halkını küçük düşürmüştür.

YILDA 1,50 KURUŞ KİRA ÖDENİYOR..

MİLYONLAR KAZANIYOR..

TESK Otelin binasının kirası bilindiği gibi yılda 1,50 kuruştur. İki yılda ödenen kira ücretiyle bir bardak su alıyorsunuz. Parası olmayan bir kuruluş değildir. Otel oda fiyatları geceliği 600-800 Lira, düğün ve konferans  salonu, restaurantı ve havuzu, hamamı ile aylık kazancı en az 100 binlerden aşağı olmayan bu tesisin bu günkü şartlar altında böyle gülünç bir kira ödemesine karşılık bakan karşılayacak bir masası ve  sandalyesinin bu kadar basit olmasının oturdukları makamın ve işlettikleri kurum ile temsil ettikleri esnaflara ne kadar değer verdikleri açıkça ortadadır. İnsanda, tecrübe, bilgi, saygı yoksa biraz olsun utanma olmalıdır.

Biz bir bakanımıza verilen bu değeri hiç yakıştıramadık, ama sizin vicdanınız rahat mı sormak gerek?