ADALET BAKANI BEKİR BOZDAĞ’YA MEKTUP YAZDI..

Adalet bakanı Bekir Bozdağ’dan özür dileyerek mektubuna başlayan gazeteci Osman Şahin, yargılandığı davalarda haksız yere cezalandırıldığı ve istinafta bozulan  ceza davalarını örnek göstererek “Her ne kadar hakim ve savcılar yanlış  vererek veya  taraflı olsa da onlara karşı saygılı olup, verdikleri karar karşısında boynum kıldan incedir. Hakim ve savcılarımıza karşı hiçbir zaman saygıda kusur edemem, yanlış bir söz söyleyemem, sineye çekip razı olmak zorundayım. O nedenle hukuki ve demokratik haklarımı kullanmaktan başka bir şey düşünmem mümkün değildir. O nedenle şikayetlerimi bir bakan olarak sizlere iletmeyi uygun gördüm. Yardımcı olup, şikayet ve önerilerimi dikkate alırsanız memnun olacağım”  diyerek şöyle devam etti..:

“KORKUYORUM, ORDU MAHKEMELERİNDE YARGILANMAK İSTEMİYORUM”

Geçtiğimiz günlerde Ordu C. Savcısı ile Sulh ceza mahkemesi hakimi tarafından gazetemin ofisine ve evime  Polis gönderme olayı ile ilgili yaşadıklarımı HSYK’ye şikayet etmiş bulunmaktayım. (Bu dilekçemin bir örneği de ilişikte sunulmuştur.) Ayrıca konuyu burada izah etmeye gerek duymuyorum)

Bir örnek daha Gürgentepe Sulh Ceza Mahkemesinin 2021/81 E ve esas 2021/63/K nolu dosyada tarafıma verdiği akıl almaz ve yasalara aykırı cezalar Samsun bölge istinaf mahkemesi tarafından bozulmuştur. Yani söz konusu hakimler, şahsımı taraflı ve yanlı olarak cezalandırmaya çalışmaktadırlar. Soruşturmayı yapan savcılar ve Sulh ceza Mahkemelerini temsil eden hakimler, basın davaları ile ilgili bilgi sahibi olmadıkları halde BASIN davaları konusunda yeterli tecrübe ve bilgi sahibi değillerdir. Burada verdikleri yanlış kararlar kasıtlı olmasa dahi benim veya bir başka basın mensubu arkadaşlarımızın da her an suçsuz yere verilecek cezalar nedeniyle “KORKUYORUM, ORDU MAHKEMELERİNDE YARGILANMAK İSTEMİYORUM”  diyerek  devam eden ve hakkında açılacak mahkemelerinin başka yerlerde yargılanma önerilerini de yazdı.

HSYK’YA DA ŞİKAYETTE BULUNDU..

Osman Şahin, ayrı bir dilekçe ile hakkında verilen arama kararını  da dilekçesinin devamında gündeme getirerek, kararı veren savcı ve hakim hakkında “Görevi kötüye kullanmak ve Özel bilgilerime haksız yere el koyularak ele geçirmek. Anayasa ve basın kanununa aykırı emir vermek, madur etmek” nedeniyle söz konusu savcı ve hakimleri de Hakimler ve Savcılar Yüksek kuruluna (HSYK)’ya yazdığı ayrı bir dilekçe ile şikayette bulundu.

BASIN MAHKEMELERİ KURULMASINI İSTEDİ..

Basınla Adliye arasında yaşanan sıkıntıları da gündeme getiren Şahin, ayrıca tavsiye ve önerilerde de bulunarak Basın mahkemelerinin yeniden kurulmasını isteyerek, “Öncelikle bakanlığınızdan BASIN mahkemelerinin yeniden kurulmasını talep ediyorum. Çünkü, 1986-87 yıllarına kadar biz gazeteciler 3 hakim bir savcıdan oluşan basın mahkemelerinde yargılanıyorduk. Şikayete konu olan haberin metni Üniversiteye bilir kişiye gönderiliyor suç unsuru olup olmadığı inceleniyor ve mahkeme heyeti de bu rapora göre karar verirdi. Tam adaletli ve adil bir karar oluyordu. Ama bugün maalesef mevcut mahkemelerde yargılanmaya korkar bir hale geldim. Çünkü, verilecek karar benim veya bir başkasının hayatına mal olabilir” dedi..