Polisler Emniyet Müdürünün talimatına uymadılar..
Ordu bugünlerde çok hareketli günler yaşıyor. Referandum nedeniyle siyasilerin biri geliyor, biri gidiyor. Ordu medyası da bu nedenle siyasilerin peşinde köşe kapmaca oynuyor. Kiminin elinde kamerası, kiminin fotoğraf makinesi.. Sırtında çantası, malzemesi kamu görevini yerine getirmek için çalışıyor. Hatta zaman zaman da Polisle ortak çalışarak yardımcı oluyor. Ama aynı yardımı, anlayışı, desteği ve paylaşımı Polisten göremiyor. Ordu Emniyet müdürünün söylediği ile Polisin uygulaması birbiriyle bağdaşmıyor. Hemen hemen her proğramda gazeteci ile Polis arasında sorunlar yaşanıyor.. TRT aracına tanınan tolerans yerel basın araçlarına tanınmayarak adeta üvey evlat muamelesi yapılıyor.
Haber : OSMAN ŞAHİN - Önce ben kendi yaşadığımı anlatayım. 2 Nisan Pazar günü MHP lideri Devlet Bahçeli Ordu’ya geldi. Polis çok sıkı güvenlik önlemleri aldı. Miting sonrası başarılı çalışmalarından dolayı müdürleri onları tebrik ederek kutladı ve teşekkür etti.. Miting günü Basın aracımı boş ve müsait olan miting alan girişine 60 metrelik mesafede Temel Uzlu caddesi üzerine park etmek istedim. Görevli polis memuru gelerek“Aracını buradan kaldır yasak” dedi.. Bende aracımdaki İçişleri bakanlığından BASIN plakamı gösterdim. Gazeteci olduğumu söyledim. “Yasak kardeşim kaldır, yoksa ceza yazarız”dedi.. Bende daha geçen gün yapılan bir toplantıda bu sorunlar gündeme geldi. Suat müdürümüz gereken kolaylığı göstereceklerini söylemişti dedim. Müdürünüz başka konuşuyor, siz başka şekil davranıyorsunuz, dedim. Görevli memur ise, “Müdür bey bize böyle bir talimat vermedi” deyince mecburen aracımızı başka yere çekmek zorunda kaldık..
İKİNCİ BİR ÖNEMLİ KONUYA DA ŞAHİT OLDUK..
MUHABİRİN KAMERASI ELİNDE KALDI..
Daha önceki gün 4 Nisan Salı günü başbakan yardımcımız Numan Kurtulmuş’un Ordu proğramını takip eden Ordu’nun en eski ilk ve tecrübeli TV kanalı olan BTV yönetimi yine aynı sorunla karşılaştı. Altınordu Belediyesi önünde düzenlenen miting için yine geniş çaplı emniyet tedbirleri alınmıştı. BTV görevlileri polisin demirle kapalı yoldan içeri girmek için polis memurları ile tartıştılar. Gazeteci arkadaşlarımız malzeme aracıyla içeri girmek istediler. “Malzememizi indirelim, aracı çıkaralım” diyorlardı.“Olmaz kardeşim içeriye araç alamayız, aracınızı çekin, yoksa ceza yazarız”diyorlardı. Gazeteciler ile Polisler arasında belli bir süre tartışmalar yaşandı, kargaşalar oldu. Müdürlere amirlere telefonlar açıldı. O sırada bakan konvoyu geldi. Araç kaldırıldı, bir anons, bir kargaşa sonuç ortada, TV. Aracı o sırada ortadan kayboldu. Böylece TV. Muhabirinin kamerası elinde kalmıştı, içeriye nasıl, ne şekilde girdi bilemiyoruz.
Olayı yanındaki kameramanı Salih Ongun’la birlikte yaşayan, BTV yönetim kurulu başkanı Dursun Biran Yılmaz gazetemize şunları anlattı : “Toplantıda Emniyet müdürümüzün konuşmaları gazetecileri oldukça rahatlatmıştı.. Çünkü bu gibi proğramlarda gazetecilere gereken kolaylığın gösterileceği sözünü vermişti. Bizler basın mensupları olarak bazen zaman kavramını yok saymış bir şekilde, kamuoyuna doğru bilgiyi ulaştırmak için çalışırız. Bugün yine o günlerden birini yaşıyorduk ki ekip olarak talihsiz bir olayla karşı karşıya kaldık. Bizi takip eden izleyicilerimiz bilir ki bugün Ordu Büyükşehir Belediyesi'nin Muhtarlarla bir araya geldiği toplantının hemen ardından Başbakan Yardımcısı, Ordu Milletvekili Sayın Numan Kurtulmuş'un etkinliği için bir telaş içindeydik, canlı yayını bitirip bir başka canlı yayına yetişmeye çalışıyorduk. Yayına yetişecek, yayına hazır olacak ve vazifemizi eksiksiz yerine getirecektik. Miting alanına geldiğimizde bugüne kadar ekip olarak başımıza gelmeyen bir hadise yaşandı. Ordu Emniyetine Mensup arkadaşlar aracın üzerinde sırf "Canlı Yayın" aracı yazmadığı için bizlerin miting alanına girişine engel oldu. Daha birkaç saat evvel yaptığımız canlı yayında böyle bir sorun yaşamamışken, keza bugüne kadar hiç yaşamadık bu tutum ve davranış karşısında hayretler içinde kaldık. Büyükşehir Belediyesi olan bir ilde görev yapan Emniyet Mensubu arkadaşlar ilde kaç tane televizyon olduğundan habersiz olabilir miydi? Yardımcı olmak yerine zorluk çıkarıyor olabilir miydi gerçekten? Bizler emin olamadık bu bize yapılmış bir davranış mıydı yoksa miting sahibi Başbakan Yardımcımıza mı? Ekip olarak Başbakanlık Basın Yayın Enformasyon Daire Başkanlığı tarafından sahip olduğumuz "Sarı Basın" kartımız bile bizi bu muamelenin içinden çıkarmaya yetmedi. Görevimiz olmamasına rağmen arkadaşlara araç içindeki naklen yayın cihazlarını gösterdik ve bu bile sorunun çözümüne yardımcı olmadı. Bu olaya sebebiyet veren Amir konumunda bulunan hanım efendinin elinde sigara ile nezaketten son derece uzak tutumunu kendisine yakıştıramadık. Orada kendisinden önce içinde bulunduğu camiayı temsil ettiğini unutmamış olmasını dilerdik. Eminiz ki Ordu İl Emniyet Müdürü'nün bu nahos olaydan haberi yoktur. Şüphesiz yazımızdan sonra gerekli tahkikatı yapacaktır. Bu olayı Ne unuta bilmemiz nede sineye çekmemiz mümkün değil . Şunu bir kez daha herhalde hatırlatmamız gerekecek . Biz basın mensupları da bir kamu hizmeti yapıyoruz bu hiçbir zaman göz ardı edilmemeli. Televizyonumuz yönetim kurulu bu yaşanan talihsiz olayı ve Ordu emniyet müdürümüzün bu olaya karşı idari yaptırımlarının sonucunu da ciddiyetle ve önemle takipçisi olacağımızı bilmenizi isteriz” diyerek üzüntü ve tepkilerini dile getirdi.
ŞİMDİ CUMHURBAŞKANIMIZ GELECEK..
6 Nisan Gençlik ve spor bakanı Akif Çağatay Kılıç Ordu’da olacak. 13 Nisan Perşembe günü ise Cumhurbaşkanı R. Tayyip Erdoğan Ordu’ya gelecek. Elbetteki polis emniyet tedbirini alacak. Tepeden tırnağa aramasını, kontrolünü yapacak. Fakat, bu haberleri halka ulaştıracak olan Ordu’nun yerel gazetecileri aynı mağduriyetleri yaşamamak için gereken tedbirler alınmalı. Basın – Polis işbirliği içersinde olmalı. Emniyet müdürümüz Suat Çelik’in görevli memurlara gereken talimatı vermeli ve de aynı sorunları tekrar yaşamak istemiyoruz..
ORGANİZELER İYİ YAPILMIYOR..
İçinde bulunduğumuz ortamda ilimizi ziyarete gelen siyasilerimizi takip etmek için yapılan organizelerde basına gereken kolaylığın gösterilmediği gibi, yeterli organize de yapılmıyor. Konuşmacıları takip edecek, çekim yapacak ve protokole yaklaşabilecek geçiş alanları bırakılmıyor. Basın mensubu olmayan, her eline cep telefonu alan protokole girerek fotoğraf çekiyor. Kimlerin gazeteci olup olmadığı belli değil. Gazeteci olmayanlar ön sıralarda gazetecilerin görev yapmalarına mani oluyorlar. Bu gibi miting ve toplantılarda yapılacak organizelerin çok iyi planlanarak, basın mensuplarına gereken kolaylıklar gösterilmelidir.